AyetBul.com - Mürselat Suresi
Mürselat Suresi
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
-
Birbiri ardınca gönderilenlere andolsun;
(Mürselat Suresi, 1)
📋
-
Derken kökünden koparıp savuranlara.
(Mürselat Suresi, 2)
📋
-
Yaydıkça yayanlara.
(Mürselat Suresi, 3)
📋
-
Böylece ayırdıkça ayıranlara,
(Mürselat Suresi, 4)
📋
-
Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara;
(Mürselat Suresi, 5)
📋
-
Özür (suçu, eksikliği ortadan kaldırmak) veya uyarmak için.
(Mürselat Suresi, 6)
📋
-
Şüphesiz, size vaadedilen gerçekleşecektir.
(Mürselat Suresi, 7)
📋
-
Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman,
(Mürselat Suresi, 8)
📋
-
Gök yarıldığı zaman
(Mürselat Suresi, 9)
📋
-
Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman,
(Mürselat Suresi, 10)
📋
-
Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman
(Mürselat Suresi, 11)
📋
-
(Bu,) Hangi gün için ertelenmişti?
(Mürselat Suresi, 12)
📋
-
(Mü'mini müşrikten, haklıyı haksızdan) Ayırma günü için.
(Mürselat Suresi, 13)
📋
-
Bu ayırma gününü sana ne bildirdi?
(Mürselat Suresi, 14)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 15)
📋
-
Biz, öncekileri helak etmedik mi?
(Mürselat Suresi, 16)
📋
-
Sonra arkadan gelenleri onların izinde yürüteceğiz.
(Mürselat Suresi, 17)
📋
-
İşte biz, suçlu-günahkarlara böyle yapıyoruz.
(Mürselat Suresi, 18)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 19)
📋
-
Sizi basbayağı bir sudan yaratmadık mı?
(Mürselat Suresi, 20)
📋
-
Sonra onu savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
(Mürselat Suresi, 21)
📋
-
Belli bir süreye kadar;
(Mürselat Suresi, 22)
📋
-
İşte (buna) güç yetirdik. Demek ki, biz ne güzel güç yetirenleriz.
(Mürselat Suresi, 23)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 24)
📋
-
Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
(Mürselat Suresi, 25)
📋
-
Dirilere ve ölülere.
(Mürselat Suresi, 26)
📋
-
Ve onda sabit yüksek dağlar var etmedik mi? Size tatlı bir su içirmedik mi?
(Mürselat Suresi, 27)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 28)
📋
-
Kendisini yalanladığınız (azab)a gidin.
(Mürselat Suresi, 29)
📋
-
Üç dala ayrılmış bir gölgeye gidin.
(Mürselat Suresi, 30)
📋
-
Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur.
(Mürselat Suresi, 31)
📋
-
Gerçekten o, sanki her biri saray olan bir kıvılcım saçar.
(Mürselat Suresi, 32)
📋
-
Her biri, sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir.
(Mürselat Suresi, 33)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 34)
📋
-
Bu, onların konuşamayacakları bir gündür.
(Mürselat Suresi, 35)
📋
-
Ve onlara özür beyan etmeleri için izin verilmez.
(Mürselat Suresi, 36)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 37)
📋
-
Bu, hüküm günüdür; sizi ve öncekileri 'bir arada topladık.'
(Mürselat Suresi, 38)
📋
-
Şayet kurabileceğiniz hileli bir düzeniniz varsa, durmaksızın bana karşı kurun.
(Mürselat Suresi, 39)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 40)
📋
-
Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır;
(Mürselat Suresi, 41)
📋
-
Ve canlarının çekip-arzu ettiği meyveler (arasındadırlar).
(Mürselat Suresi, 42)
📋
-
Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.
(Mürselat Suresi, 43)
📋
-
Elbette biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Mürselat Suresi, 44)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 45)
📋
-
(Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz yararlanın. Çünkü siz, suçlu-günahkar kimselersiniz.
(Mürselat Suresi, 46)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 47)
📋
-
Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman, rüku etmezler.
(Mürselat Suresi, 48)
📋
-
O gün, yalanlayanların vay haline.
(Mürselat Suresi, 49)
📋
-
Artık onlar, bundan sonra hangi söze inanacaklar?
(Mürselat Suresi, 50)
📋